SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN GİZLİ SİLAHI: YARATICILIK

İklim değişikliği, şehirlerdeki zehirli hava ve sudaki plastikler derken, dünyamız her gün büyük mücadeleler veriyor, artık bu sorunların çözülebilmesi için kök nedenlerine inilmesi gerekiyor.

İşte bu yüzden sürdürülebilirlik herkesin (özellikle özel sektör, kamu ve akademinin) gündeminin en üstünde yer almalı. Ancak maalesef olması gerektiği kadar gündemimizde değil.

Büyük şirketler karbon ayak izlerini azaltmayı giderek daha fazla taahhüt ederken, çok azı olması gerektiği kadar hızlı hareket ediyor. Bununla birlikte sayıları artış gösteren bilinçli tüketici, satın aldıkları ürünlerde ve kullandıkları hizmetlerde sürdürülebilirliği bir öncelik olarak görürken, yine maalesef ki çevresel sorunlar pek çok tüketiciye göre hala çok uzak bir kavram.

Sürdürülebilirlik neden yayılamıyor?

Sürdürülebilirlik alanındaki çalışmaların geniş kitlelere yayılamasındaki öncelikli sorun, markaların ve işletmelerin çevresel etkilerini azaltmak için oluşturdukları planları formüle etme ve hayata geçirme biçiminden kaynaklanıyor. Bu stratejiler, firmaların gezegene etkilerini azaltmak için ne yapmayı planladıklarını belirliyor ve genellikle “derin teknik bilgi” odaklanıyor ve teoride kalıyor. Planlama aşamasında farklı paydaşların iç görüleri veya fikirleri olmadığı için projeleri çoğu zaman çalışanları, tüketicileri, tedarik zinciri ortakları ve paydaşları arasında yankı bulamıyor.

Kaynak: Salterbaxter
Kaynak: Salterbaxter

Sürdürülebilirlikte yaratıcı tasarım süreçlerinin önemi

Sürdürülebilirlik stratejilerinde insan ve çevre odaklı yaratıcı tasarım süreçleri bulunmuyorsa, soğuk ve tepeden inme bir teknik yaklaşımla toplum ve gezegen için sağlıklı planlar geliştirmek de mümkün olmuyor.

En verimli yol, yaratıcı düşünmenin en başından itibaren tüm sürdürülebilirlik planlarının merkezinde olmasıdır, eğer yaratıcı düşünme metotları son aşamadaki pazarlama toplantısında gündeme geliyorsa bir şeyleri yanlış yapıyorsunuz demektir. Yaratıcı tasarım düşüncesini, sadece mesajınız için doğru mecrayı bulmak veya güçlü pazarlama kampanyasına yatırım yapmakla ilgili değildir. Yaratıcı tasarım bakış açısı ile düşünmeyi bir stratejinin DNA'sına yerleştirmekle ilgilidir, böylece eski hataları ve klişeleri tekrarlamaktan kaçınır ve her zamankinden daha çok ses getiren işe imza atarsınız.

Kurumlar, yaratıcılığın, büyüme, satış ve kâr gibi geleneksel olarak işletmeleri yönlendiren analitik güçlere aykırı olmadığını anlamaları gerekiyor. Son 20 yılda yaratıcılık ve tasarım odaklı düşünme, teknoloji, bilim ve mühendislik gibi bir zamanlar ünlü analitik endüstrilerde kilit güçler haline geldi. Markalar ve tüketiciler için yaratıcı bir şekilde tasarlanan ürün, sistem ve projelerin ne kadar önemli hale geldiği düşünüldüğünde, aynı şeyin şey neden sürdürülebilirlik için geçerli olmasın?

Yaratıcılığı, iddialı sürdürülebilirlik hedeflerine karşı ilerlemeyi hızlandırmanın bir yolu olarak görmemiz gerekiyor. Bugün rekabet üstünlüğü en cesur hedefleri belirleyen kişiden değil, en yenilikçi fikirleri tasarlayan kurumlarda. Etki kelimelerle değil, eylemle ölçülür. - Kathleen Enright, CEO Council on Foundations,

Elbette, her sürdürülebilirlik planı bir firmanın insan ve çevre üzerindeki etkisini iyileştirmek için gerçek bir hırsla başlamalı, titizlikle araştırılmalı ve geliştirilmelidir. Stratejiler uzun vadeli, geniş kapsamlı olmalıdır ve şirketler, yatırımcılardan, STK'lardan, yeteneklerden ve müşterilerinden gelecek zorlu soruları yanıtlayabilmelidir.

Ama bu gerçekten yeterli mi?

İhtiyaç duyduğumuz ölçekte ve hızda bir dönüşüm için “gerçekten” ne gerekeceği konusunda dürüst olmamız gerekiyor. Sürdürülebilirliği, üretim aşamasında kullanılan materyal seçiminden, son tüketicinin satın alma kararlarına etki edebilecek çekici, ilham verici ve havalı hale getirmek için tüm ilgili kişilere birlikte çalışmalıyız. Bu nedenle, en başından itibaren yaratıcı düşünme ve problem çözme tekniklerini uygulamalıyız.

Sürdürülebilirlik anlatısının tüm duyularımıza iyi gelen şekilde şekillenmesine yardımcı olmalı ve tüm derin bilgilerinden karmaşık hedeflerden sıyrılıp hedef kitlelerine en verimli şekilde ulaşmalıdır.

İyi bir iç görü sentezi, deneyim ve sistem tasarımı, iletişim planlaması ve dikkat çekici görsel tasarımlar, sürdürülebilirliğin yayılmasının anahtarıdır. 

Sürdürülebilirlik dünyası - ironik bir şekilde - oldukça geleneksel ve havalı çizgilerden yoksun, bu nedenle firmaların ses getirebilen, yenilikçi kampanyalara imza atabilmesi için yetenekleri bu alana çekmesi gerekiyor. Kathleen Enright, "Sürdürülebilirlik dünyasında aktivistler ve tasarımcılar olmadan şirketler, gerçek değişime ulaşamayacaklar" diyor.

Öğrenimlerin paylaşılacağı diyalog ortamları yaratılmalı.

Sürdürülebilirlik gündemleri söz konusu olduğunda şirketler, mükemmeli hedeflemeyi bırakıp şeffaf bir şekilde öğrenimlerini konuşmaya, anlatmaya başlamalılar. İç iletişimde çalışanları, yatırımcıları ve komüniteleri ile dış iletişimde ise rakipler, STK'lar, medya ve tüketicileriyle, ilgili konularda dürüst diyaloglar kurmalı - hem sürdürülebilirlik için ekosisteme katkısı olsun hem de bu konularda altı dolu gündem yönetimi yapabilsin.

Kurumlar neyi doğru ve yanlış yaptıkları konusunda açık olmalı ve üç aylık kurumsal raporlarında nasıl görünecekleri konusunda endişelenmeyi bırakmalıdır. Dünyanın ihtiyaç duyduğu ilerlemeyi yönlendirmek için, kutlanacak başarı hikayeleri kadar neyin işe yaramadığına dair öğrenimlerin paylaşıldığı diyalog ortamlarına  ihtiyacımız var.

“İnsanların işletmelerden duymak istediği şey bu. Sürdürülebilirliği kimse dünden bugüne çözemez. İçgüdülerimize aykırı görünebilir, ancak anlamlı bir iş için şeffaf olamlısınız. Bu sizin güven ve saygı inşa etmenizi kolaylaştırıp, amacınıza ulaşmanızı ivmelendirir.” Huw Maggs, Sürdürülebilirlik direktörü, Salter Baxter

Kısacası, işletmeler yaratıcı tasarım süreçleri ile teknik bilgiyi yan yana getirmekte güçlük hissetse bile başarılı sürdürülebilirlik stratejilerinde bir araya getirmeleri gerekiyor. Bu birlikteliği yapabilenler, daha fazla müşteriyi elde tutma ve çekme, pazar payını artırma, hatta yeni pazarlara girme dahil olmak üzere büyük kazançlar elde etmeye devam ediyor.

En önemlisi, insan ve çevre odaklı yaratıcı tasarımlar, tüketicilerin sürdürülebilirliğe yönelik tutumlarının hızla değiştiği bir zamanda, kurumların işlerini günümüze ve geleceğe uygun tasarlamalarına olanak sağlıyor.

Kaynak: https://www.salterbaxter.com/newsand-events/interviewwith-salterbaxter

Previous
Previous

NET SIFIR EMİSYONU NEDİR?

Next
Next

YEŞİLE BOYALI PAZARLAMA