GIDA SEKTÖRÜNDE DÖNGÜSEL EKONOMİ

Healthy-Food-Doesnt-Have-To-Be-Expensive.jpg

İklim krizi hakkında harekete geçmek, sağlıklı şehirler yaratmak ve biyoçeşitliliği canlandırmak için alabileceğimiz en önemli aksiyonlardan biri gıda sistemimizi değiştirmek. Günümüzde aktif olarak bir parçası olduğumuz gıda sistemi kentselleşmeyi, ekonomik kalkınmayı ve hızla büyüyen bir nüfusu beraberinde getirdi. Ancak bu durumun, topluma ve çevreye çok büyük bir bedeli oldu.

Bu makale, günümüz gıda üretimi yaklaşımının gerçek bedelini inceleyerek başlıyor. Hemen ardından şehirlerin rolünü ve uluslararası gıda sistemini değiştirebilmek için önemini inceliyor.

  1. LİNEER GIDA SİSTEMİ HER AN BOZULMAYA HAZIR

gıda 1.png

Gıda ekosistemi hızla büyüyen bir nüfusu destekledi ve ekonomik kalkınma ile kentselleşmeyi hızlandırdı. Ancak bugünün sistemleri yarının ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor. Başka bir deyişle, bu üretkenliğin aynı zamanda büyük bir de bedeli var.

Bu bedelin yarısı - her yıl global olarak toplam 5.7 trilyon $ - üretim yöntemlerinden kaynaklanıyor. Bu sınırlı kaynakları sömüren, savurgan ve doğal sistemlere zarar veren “lineer” modelin doğrudan bir sonucu. 

Yoğun tarım uygulamaları da küresel tatlı suyun yaklaşık %70'ini kullanmasının yanı sıra her yıl küresel olarak 39 milyon hektar toprağa (yüzölçümü olarak Türkiye’nin yarısı diyebiliriz.) hasar veriyor.

2. GIDA SİSTEMİNDEKİ HEDEFLER

Döngüsel ekonomi, geleceğe uygun bir gıda sistemi tasarımı öneriyor.

Gıda sistemleri1 (1).png

3. GIDA SEKTÖRÜNDE DÖNGÜSEL EKONOMİ

Gıda sektöründe döngüsel ekonomi doğal sistemlerin rejeneratif özelliğini taklit ederek atığın var olmamasını sağlar ve farklı döngülerin birbirini beslemesi için uğraşır.

Döngüsel bir ekonomide, gıda yan ürünlerinde olduğuhttps://www.ellenmacarthurfoundation.org/explore/food-cities-the-circular-economy gibi doğal kaynaklar kullanılır ve bu kaynakların zehirli maddelerden uzak yapısı sayesinde organik gübre olarak toprakta tekrar kullanımı mümkün olur. Bu yan ürünlerden bazıları toprağa geri dönmeden önce farklı alanlarda değerlendirilebilir. Bu döngüler, toprak gibi, yaşayan sistemleri rejenere ederek yenilenebilir kaynak sağlar ve biyoçeşitliliği destekler.

Günümüzde bazı şirketler doğal sistemleri rejenere edecek şekilde çalışmaya başladı. Balbo Grup adlı organik şeker üreticisi de 1986 yılında stratejilerini bu yönde evriltti. Ellen MacArthur Foundation tarafından Balbo Grup üzerine hazırlanan vaka analizine buradan göz atabilirsiniz. Şirketin kurucusu Leontino Balbo’nun, döngüsel ekonomi sayesinde üretimlerini gerçekleştirdikleri çiftliğin ve Balbo Grup’un uzun vadede nasıl iyileştiğini anlattığı video’ya buradan ulaşabilirsiniz.

Bu kadar sistematik bir dönüşüm hem zaman hem de finansman olarak büyük yatırımlar gerektirecek ancak bu gerçekleşmezse tarım sistemlerimiz uzun vadede yok olma tehlikesi ile karşı karşıya - ve bu da hepimizi etkileyecek.

4. ŞEHİRLER İÇİN FIRSATLAR

ŞEHİRLER VE DÖNGÜSEL EKONOMİ

Şehirler ve içlerindeki herkesin gıda için döngüsel bir ekonomi yaratmak konusunda önemli bir fırsatı var.

Dünya nüfusunun yarısı şehirlerde yaşıyor. Bu oranın 2050 yılına kadar %68’e gelmesi bekleniyor ve aynı zamanda bu süre zarfında dünyadaki tüm gıda kaynaklarının %80’inin tükenmiş olacağı öngörülüyor.

Gıda tüketiminin şehirlerde, gelir oranının çoğunlukla daha yüksek olması sebebiyle, kırsal alanlara göre daha fazla olduğu biliniyor. Şehirlerde tüketilen gıdaların büyük bir kısmı organik atık oluşturuyor.

Vatandaşların, perakendecilerin ve hizmet sağlayıcıların birbirlerine konumsal yakınlığı (ekili arazilerin %40'ı şehirlere 20 km uzaklıktadır.) yeni iş modellerini de mümkün kılıyor. Gıda ürünlerinin talep gücü, şehir işletmelerinin ve hükümetlerin bir şehre giren yiyecek türünün ne olduğunun yanı sıra nasıl ve nerede üretildiğini de kararlaştırmak için ideal bir konuma sahip olduklarını gösteriyor. 

GIDA SİSTEMİNİN DEĞİŞMESİNDE ŞEHİRLERİN KATALİTİK ROLÜ

5. REJENERATİF OLARAK YETİŞTİRİLEN YİYECEKLERİ BULMAK

Rejeneratif gıda üretimi, yerel ekosistemin genel sağlığını yenileyen ve iyileştiren tekniklerin kullanıldığı bir üretim biçimidir.

Doğal sistemleri destekler, ekosistemin yeniden yapılanmasına ve gelişmesine destek olur ve bunları sağlarken aynı zamanda hava ve su kalitesini de gözetir.

Rejeneratif uygulamalara örnek olarak sentetikten organik gübrelere geçiş, ürün rotasyonu ve biyoçeşitliliği artırmak için daha çeşitli mahsul üretimi verilebilir. 

Tarımsal ekoloji, dönüşümlü otlatma, tarımsal ormancılık, koruma tarımı ve permakültür gibi tarım türlerinin tümü bu tanımın kapsamına girer. Yenileyici uygulamalar, sağlıklı toprakların gelişimini destekler, bu da tadı ve mikro besin içeriği iyileştirilmiş gıdalarla sonuçlanır.


ŞEHİRLERİ GIDA VE ÇİFTÇİLER İLE YENİDEN BAĞLAMAK

Yerel çevrelere fayda sağlayan yenileyici uygulamaları desteklemek.

Tüm gıda kaynaklarını yakın alanlardan tedarik etmek yerine şehirler, yiyecek türlerinin en iyi büyüdüğü yere göre çeşitli yerel, bölgesel ve küresel kaynaklara dayanan dayanıklı gıda kaynakları oluşturmayı hedeflemelidir.

Texas Üniversitesinde Öğretim Görevlisi ve Araştırmacı olarak görev yapan Robyn Metcalfe bu konuda şunları söylüyor:

“Yiyeceklerimiz için en ideal, en uygun coğrafi kaynaklar; iklim, arazi ve işgücü maliyeti, kaynak bolluğu ve yakındaki ulaşım ağları tarafından belirlenir."

Dağıtılmış ve rejeneratif bir tarım sisteminin oluşumunda yerel kaynaklar belirleyici rol oynayabilir. Şehirlerin hem yerel hem de global olarak daha çeşitli tedarikçilere güvenmesi gıda rezervlerinin dayanıklılığını artırır.

Şehir sakinlerini gıda ve onu yetiştiren çiftçilerle yeniden bağlar; insanların yerel çevreye ve kendi sağlıklarına fayda sağlayan rejeneratif uygulamalar kullanılarak yetiştirilen yiyecekleri talep etme olasılığını artırır.

6. GIDA ÜRÜNLERİNDEN EN İYİ ŞEKİLDE YARARLANMAK

Önlenebilecek gıda atığı miktarını azaltmak yerine neden “atık” kavramını tamamen dışarıda bırakacak bir sistem tasarlamayalım? 

Günümüzde, küresel olarak üretilen tüm gıdanın üçte biri - 1 milyar ABD doları değerinde - her yıl çöpe atılıyor. Bu, büyük bir besin kaybını ve çevresel sorunların önemli bir nedenini temsil ediyor. Yine de küresel nüfusun% 10'u hala aç kalıyor.

Döngüsel bir ekonomide, gıda döngüye girecek bir şekilde tasarlanır. Yani bir işletmenin yan ürünleri diğerinin ana malzemesi olarak iş görebilir.Şehirler, yenilebilir yiyecek fazlasını yeniden dağıtırken, artan yan ürünleri kentsel çevre çiftçiliği için organik gübrelerden biyomateryallere, ilaç ve biyoenerji gibi yeni ürünlere dönüştürerek gıdadan en iyi şekilde yararlanabilirler.

Şehirler, gıda için nihai bir varış noktası olmaktansa, gıda yan ürünlerinin, gelişen teknolojiler ve yenilikler yoluyla geniş bir değerli malzeme yelpazesine dönüştüğü merkezler haline gelebilir. 

7. DAHA SAĞLIKLI GIDA ÜRÜNLERİ TASARLAMAK VE PAZARLAMAK

Gıda markaları, restoranlar, şefler, okullar, hastahaneler ve benzer kurumlar ne yiyeceğimizi doğrudan etkiliyor. Yediğimiz yiyeceklerin çoğu bu kişi ve kurumlar tarafından tasarlanıyor. Ve aslında bu “gıda tasarımcıları” ürünlerin hem insan sağlığına hem doğal sisteme iyi geldiğinden emin olabilir. Bu iyi gıdaların doğru pazarlama kampanyalarıyla insanlara çekici gelmesi sağlanabilir.

Gıda ürünleri hem sağlıklı hem de besleyici olacakları bir sistem üzerinden üretilmeli.

Döngüsel bir ekonomide gıda ürünleri sağlıklı üretim süreçlerinin sonucu oluşarak sağlıklı bir beslenme seçeneği sunar. Benzer şekilde bu ürünlerin ambalajlanmasında da hem ürünü koruyacak hem de geri dönüşümü mümkün olan yöntemler kullanılmalı. Ayrıca, tükettiğimiz ürünler çeşitlilik açısından zengin kaynaklardan gelmeli. (Dünya bitki bazlı proteinlerin %50’sinden fazlasını yalnızca üç mahsul üzerinden tüketiyor.)

Gıda kaybı ve atıkları tüm gıda tedarik zincirinin dışında bırakılacak şekilde tasarlanabilir. Gıda tasarımcıları, bazı katkı maddelerini kullanmayarak geliştirdikleri ürün ve tariflerle gıda yan ürünlerini malzeme olarak kullanabilir veya güvenli bir şekilde toprağa geri dönmelerini sağlayabilir.

Restoran ve şeflerin bu alandaki etkilerine dair yapılan kısa röportajı buradan izleyebilirsiniz.


8. İŞ BİRLİĞİNE DAYALI BİR ÇABA 

Değişimi tetiklemek için şehirlerin katalitik potansiyelini kullanmak, gıda ile ilişkimizi dönüştürmek için gereken çabalara güçlü bir katkı olabilir.

Makale boyunca incelediğimiz üç hedef için harekete geçmek ve hayalini kurduğumuz sistemi yaratmak küresel düzeyde bir değişiklik gerektirecek. Eşi görülmemiş bir şekilde birlikte çalışma gerektirecek ve tüm ana kentsel gıda sistemi aktörlerinin çabasını isteyecek.

9. YENİ BİR GIDA SİSTEMİ YARATMAK

Üç hedef, çok sayıda fayda.

Küresel gıda sisteminin zorlukları bazen geniş kapsamı ve üstün şeffaflık gereksinimi açısından ürkütücü görünebilir ancak gıdanın geleceği için uzun vadeli bir görüş oluşturmak ve sistemdeki temel bir değişimi katalize etmek için şehirlerde hükümetler ve işletmeler için muazzam fırsatlar var.

Tüm karmaşık durumlarda olduğu gibi, bu üç hedefin, hem birbirleriyle hem de diğer kuruluşlar tarafından geliştirilen tamamlayıcı girişimler ile karşılıklı bağlılıklarını tanıyacak ve buna göre hareket edecek şekilde sürdürülmesi gerekir. Eğer uygulamaya koyulursa, döngüsel ekonomi yaklaşımı şehir ekonomilerine, insan sağlığına ve çevreye büyük faydalar sağlayabilir ve ayrıca Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın çoğunun gerçekleştirilmesine yardım edebilir.

Dünyanın dört bir yanındaki tüm şehirlerdeki gıda oyuncuları için zorluk, gerçekten sağlıklı ve yenileyici gıda ekonomisi ortak vizyonunu oluşturmak ve ardından bunu geniş ölçekte ve hızda gerçekleştirmektir.


Kaynak: https://www.ellenmacarthurfoundation.org/explore/food-cities-the-circular-economy



Previous
Previous

İYİ YAŞAM AMAÇLARI

Next
Next

PATAGONIA: BU CEKETİ ALMAYIN.