İYİMSER MARKALAŞMA #1: Ölü taklidi yapmak yok!

Her Şeyi (Henüz) Doğru Yapmasanız Bile Eylemleriniz Konusunda Şeffaf Olun.

Kaynak: B The Change

Kaynak: B The Change

2021 yazında Hollandalı Zeeman markası ilk parfümünü satmaya başladı: “Air”. Air, kalitesiz ve ucuz bir parfüm müydü? Yoksa lüks mal fiyatlarının nasıl oluştuğunu kimsenin merak etmediği bir dünyada yeni bir soluk muydu? Zeeman, parfümünün kampanya çalışmalarında üretim ve pazarlama maliyetleri konusunda tamamen şeffaftı ve bunu yaparken diğer (daha pahalı) markalar hakkında da açıklamalarda bulundu. “Air”ın özünde ne olduğunu tüm süreçleri ile gösterdi: “Air” bir kokuydu, ne eksik ne fazla. Ama en önemlisi “Air” bize uygun fiyatlı kalitenin mümkün olabileceğini gösteren bir markaydı.

Kaynak: Persuade

Sürdürülebilir ve sosyal sorumluluk sahibi işletmeler bağlamında, giderek daha fazla marka bir iletişim stratejisi olarak ‘şeffaflığı’ seçiyor. ABD merkezli giyim markası Everlane, fiyatlandırması (giysilerin ne kadara mal olduğu) konusunda ve aynı zamanda bilinçli tüketim (üretim sürecinde hangi kararları hangi maliyetle alıyorsunuz) konusunda şeffaflık gösteriyor. Şirket, her ürün için hangi malzemenin kullanıldığı, nereden geldiği (tarladan fabrikaya kadar) ve fiyatın geri kalanının nasıl belirlendiği konusunda açık bir iletişim uyguluyor. Bu yaklaşım ve iletişim yöntemi, Everlane'in yalnızca pazarlama dünyasında değil, dünya çapında tanınmasını sağladı.

Ama bu kadar açık olmak korkutucu değil mi? Kesinlikle!

Tam olarak doğru yapmadığınız (henüz) her konuda eleştirilebilirsiniz. Tony’s Chocolonely'yi düşünelim. B Corp sertifikalı çikolata markası var oluş amacını açık, umutlu ve radikal bir şekilde sunar: %100 kölesiz çikolata. Bunun pratikte nerdeyse imkansız olduğu ortaya çıktığında, tüm eleştirileri oklarını üzerine çekti. Şimdi şirketin attığı her adım yakından izleniyor. Şirket kurucusu Teun van de Keuken de dahil olmak üzere gazeteciler, markanın hedeflerinin samimiyetini sorgulamaya devam ediyor. Bu yüzden elinizden gelenin en iyisini (ne eksik ne fazla) olduğu gibi açıkça paylaşmanız, markanızın iyiye doğru gitmesine yardımcı olacaktır.

Çoğu marka daha iyisi için şeffaflık ilkesini kullanır. Bir de süslü vaatlerin ardında inandığı vizyonu ve aldığı iyi/kötü aksiyonları açıklamayan şirketler var. Bu şirketlerde sürdürülebilirlik temelli iletişim bir hile haline gelir ve yaptıkları ile değil, seçtiği sözcüklerle ‘iyi’ bir marka olmaya çalışır. İşte bu durum yeşil badanalamanın göstergesidir.

Peki, kuruluşunuzda şeffaf iletişime nasıl başlarsınız? 

Her şeyden önce, nerede bir fark yaratmak istediğinize karar verin. Açıkça iletişim kurmaya başlar başlamaz, muhtemelen yapılacak çok şey olduğunu fark edeceksiniz. İklim krizi, zararlı kimyasal maddeler, çeşitlilik, kapsayıcılık, çalışma koşulları, hayvan hakları - hepsini aynı anda yapmak imkansız. Buralarda destek almanız en iyisi olacaktır.

Bazı kurumlar size pozitif değişiklikleri nasıl yapabileceğinizi gösterir. Örneğin,

  • Trueprice'dan “Gerçek Fiyatlandırma Yol Haritası”na,

  • World Benchmarking “Alliance'ın Yedi Sistem Dönüşümü”ne bakabilirsiniz veya

  • şirketinizi B Corp standartlarına göre ölçebilirsiniz.

Ancak en önemli şey - ve çoğu insanın zor bulduğu şey budur - başlamaktır. Evet, kendinizi ifşa ediyorsunuz ve bu, henüz doğru yapmadığınız şeyler için eleştirilebilirsiniz demektir. Şeffaf iletişim, size nelerin iyi gittiğini ve gelişmeye açık yerlerinizi gösterirken amacınızı dile getirme şansı verir. Bu aynı zamanda şu anlama gelir: yıllarca içerik ve iletişim fırsatı.

Bu tür bir iletişime başladığınızda, çalışma ortaklarınızdan da şeffaflık talep edin. Kendinizi savunmasız bırakın, birlikte keşfe çıkın ve markanıza uygun bir dil bulun.


Kaynak: https://bthechange.com/optimistc-branding-1-no-thin-air-29615068c032

Previous
Previous

AMAÇ EKONOMİSİ: Çalışma hayatlarımızdaki anlam arayışı

Next
Next

KURUMSAL ‘AMAÇ’ DÜŞÜNCE YAPISI DEĞİŞİKLİĞİ GEREKTİRİR