SOSYAL GİRİŞİMCİLERE İŞ ZEKASI LAZIM

kalp beyinn.png

Sosyal girişimcilerin çoğunluğu, girişimleri ile hayatlarını devam ettirmekte zorluk yaşıyor. O halde sosyal girişimcilik, bir iş modeli olarak ne kadar sürdürülebilir ve böyle zorluklar oluşmasının sebebi ne?

Mark Hillsdon

Güçlü bir sosyal misyona sahip, gerçek bir etik anlayış ile kurulan ve kârını gururla daha iyiye yatıran bir iş yönetmek oldukça ilgi çekici. Ancak, acaba sürdürülebilir bir iş kurmak için yeterli bir model mi?

Sosyal girişimlerin artan popüleritesine rağmen sosyal işlerin en büyük zorluğu, üzerlerinden bir hayat idame ettirmek ve uzun soluklu bir devamlılık için yeterli parayı kazanmak.

Sosyal işletmelerin gelişmesine ve büyümesine yardımcı olan Cause4’un kurucusu Michelle Wright’ın açıklamasına göre “Etik kurallara bağlılık, her şeyi çok daha pahalı ve zaman alan bir hale getirebilir. İmkansız değil ancak bir sosyal girişim işletmek, kolay bir hayat arayışındaki kişilere uygun değil.”

Bir çok sosyal girişimciye mentorluk sağlayan ve Social Value UK bünyesinde çalışan Mark Sesnan, başarılı sosyal işlerin sağlam, sürdürülebilir planlar üzerine kurulu olduğuna inanıyor: “İlk olarak sürdürülebilir bir iş modeliniz yok ise sosyal değerleri işinize katamazsınız. Yalnızca iyi fikirlere sahip olmak yeterli değil, aynı zamanda iyi bir iş zekanızın da olması gerekiyor.”

Warwick Business School’da girişimcilik alanında doçent olan Dr.Gabriella Cacciotti, net hedefler üzerine kurulan sosyal girişimlerin diğerlerine oranla daha başarılı olduğunu söylüyor. “Çalışmalarımız sonucunda fark ettik ki, ‘Dünyayı değiştirmek istiyorum!’ gibi ulvi amaçlar ile başlayan sosyal girişimciler, sürdürülebilir bir iş modeli oluşturmakta fazlasıyla zorlanıyorlar. Daha odaklı bir amacı sağlam bir işe dönüştürmek çok daha kolay, ki bu amaçlar genellikle sürdürülebilir iş modelinin oluşmasına da destek oluyor.”

Thurrock Lifestyle Solutions (yetişkinler için sosyal güvenlik hizmeti veren bir inisiyatif) şirketinin baş yöneticisi Neil Woodbridge ise “Para kazanmanın yanlış bir tarafı yok. Önemli olan o parayla ne yaptığınız ve parayı nasıl kazandığınız. Sosyal girişimler için zorluklar aslında diğer şirketlerin zorlukları ile aynı; sosyal girişim demek kâr etmekten hoşlanmamak demek değil, kâr hedefi ile hareket etmemek demek.” diyor.

Cause4’ten Michelle Wright ise bu yargıyı şu şekilde destekliyor: “En iyi sosyal girişimler başlangıçtan itibaren ticari düşünebilenlerdir. Bu sosyal girişimlerin kurucuları, istedikleri sosyal etkiyi yaratmak için iş prensiplerine uygun hareket eden ve para kazanmayı bilen kişilerdir.”

Sosyal Finansmana Erişim

Sosyal işletmelerin zorlanmasına sebep olan en büyük alanlardan biri: finansal sürdürülebilirliğini sağlamak. Dünyada son on yıldır sosyal konulara yatırım yapan yatırımcıların sayısı artsa da bir çok sosyal girişimin kısıtlı bir maddi güvence altında kurulması ve iş stratejilerinin gelişmemiş olması nedeniyle yatırımcı tarafında işler epey zorlaşıyor.

Michelle Wright durumu şöyle açıklıyor:  “Yatırımcılar, sağlam bir iş modeli görmedikleri, yatırımlarının geri dönüşünü alamayacakları bir işe neden yatırım yapsınlar ki?” Bu geri dönüş, yatırımcı türlerine göre değişiklik gösterebilir. Sosyal işletmelerde öne çıkan üç yatırım tipi vardır: Etik yatırım (ethical investing), Etki yatırımı (impact investing), Sosyal yatırım (social investing).

Etik yatırım: Ticari getiriler için ana akım şirketlere yatırım yapmak, ancak sosyal zarar yaratanlardan kaçınmak ve bilinçli olumlu etki politikalarına sahip olanları desteklemek. Başka bir deyişle, bu yatırım türünün önceliği girişimin sosyal ve çevresel anlamda dönüşüm getirecek pozitif etki üretmesi değil, negatif etki üretmemesi, çalışanlarına ve paydaşlarına ve topluma ‘iyi’ bir tutum sergilemesidir. (ör: iyi çalışma şartları içeren, çevreye büyük zararları olmayan bir oyun şirketi olabilir.)

Etki yatırımı: Güçlü finansal getiriler elde etmek amacıyla toplumu daha iyi hale getiren kuruluşlara yatırım yapmaktır. Kâr amaçlı yenilenebilir enerji veya çevre şirketlerine yatırım yapmayı içerebilir. Bu kategoride sosyal ve çevresel pozitif etki önemlidir, ancak mali getiriler de öyledir. Ekonomik eşitsizliğin önü açılmamak şartı ile sosyal misyona ulaşıldığı sürece herkes ödüllendirilebilir. (ör: Tesla, reengen)

Sosyal yatırım: Bir kuruluşu olumlu sosyal ve çevresel etki yaratması için birincil amacını desteklemek üzere yatırım yapmaktır. Yatırımcılar, yatırım yapılan işletmenin misyonunu desteklemek için muhtemelen bazı tavizler verebilir (örneğin; likidite koşulları, temettü dağıtımı vb.). Bu yatırım türü, ticari olmaktan çok hayırseverliğin ön planda olduğu, girişimin hedeflediği etkiye ulaşması için yapılan bir yatırım türüdür. Sosyal yatırım, hibe değildir, bu yüzden minumumda ilk yatırım tutarını geri alma düşüncesi ile yapılabilir. Herkes yeterince tazmin edilebilir, ancak yatırımdan faydalanan girişimci değil, misyonun odağında yer alan yararlanıcıdır.

Yatırım türleri farklılaşsa da her yatırımcı profilinin girişimlerden beklediği, sağlam iş planları, uygulanabilir ve sürdürülebilir hedeflerdir. Hem finansmana ulaşmak hem girişimin hedeflerini hayata geçirebilecek yetenekleri çekebilmesi için iş modelini odakta tutması gerekir.

Tüm bunlardan anlaşıldığı üzere; dünyada ölçekli ve sürdürülebilir değişimler yaratmak, sosyal etki gözlüğünü kaybetmeden gerçekçi finansal kaynaklar yaratabilen iş modelleriyle mümkün olacak. Sosyal girişimciler de benimsedikleri misyon ile bu yeni düzenin en önemli savunucuları arasında yerlerini aldılar ancak yaratmak istedikleri etkinin başarıya ulaşması için girişimlerinin kendini finanse ederek sürdürülebilir bir düzene oturması gerekiyor. Bunun için de sosyal girişimcilere iş zekası gerekiyor.

Kaynak:

https://www.raconteur.net/report/responsible-business-2019/

https://www.pioneerspost.com/news-views/20150907/defining-moment-what-social-investment

https://www.socialenterprise.org.uk/social-investment/


Previous
Previous

TONY’S CHOCOLONELY İLE KÖLESİZ ÇİKOLATA

Next
Next

SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMANIN TİCARİ BAŞARIYA ETKİSİ