SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMANIN TİCARİ BAŞARIYA ETKİSİ

Dünyanın acilen yönelebileceği bir sürdürülebilir kalkınma yolu bulması gerekiyor.

COP21 Paris Konferansı’nda bir araya gelen liderler, küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutmak için hukuki bağlayıcılığı olan uluslararası bir anlaşmaya imza attı. Bir süre önce ise New York’taki Birleşmiş Milletler genel merkezinde bir araya gelen dünya liderleri, yalnızca iklim değişikliğini engellemek için değil, aynı zamanda toplumun ortak geleceğini ve gezegenin akıbetini korumak için işbirliğine dayalı taahhütlerde bulundu. 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi süreci böylelikle başladı.

SDGs.png

Gündemin içinde aciliyet taşıyan ve kolektif eylem gerektiren 17 Sürdürülebilir kalkınma Amacı (SKA) yer alıyor. Dünya çapında birçok insan yoksulluk, açlık, su kıtlığı ve eşitsizlikten mustarip. İklim değişikliğinin olumsuz etkileri görülmeye devam ediyor. Social Progress Imperative adlı ABD merkezli kâr amacı gütmeyen kuruluşun raporuna göre, küresel gidişat 2030 için SKA’ların gerisinde kalacağımıza işaret ediyor.

Amaçların ayrıntıları için UNDP’nin sitesini inceleyebilirsiniz.

İşletmeler önemli bir rol oynayacak

Dünyanın tümünü etkileyen bu zorluklarla mücadele etmek için toplumun tüm katmanlarının katkıda bulunması gerekiyor. Kamuya ve bağımsız finansmanlara katkıda bulunmak, ürün ve hizmet sunmak, toplumun tümünü bu doğrultuda evrilmeye teşvik etmek gibi konularda işletmelerin önemli bir rol oynayacağı aşikâr. Bu potansiyelin ölçeği ve toplum nezdinde işletmelerin çok daha dar bir gündem peşinde olduğuna dair duyulan şüphe, işletmeleri daha büyük ve etkin bir katılıma davet ediyor.

“Bu yeni gündemle birlikte liderler, dünyanın her yerindeki insanlara bir söz verdi. İnsanlar için, yoksulluğun her türlüsünü sona erdirmek için, gezegenimiz, ortak evimiz için bir gündem bu.”

Ban Ki-Moon, BM eski Genel Sekreteri

Ticari başarı ve sürdürülebilir kalkınma birbirine bağlı

Toplumda örnek bir rol oynamak şirketler için yalnızca doğru olanı yapmak anlamına gelmiyor, ticari anlamda başarılı olmalarının anahtarı da burada. Çok sayıda araştırmaya göre daha geniş bir toplumsal, iktisadi ya da çevresel hedefe bağlılık gösteren işletmeler uzun vadede daha başarılı ve sürdürülebilir oluyor.

Araştırmalar, bu tür bir hedefe, yetenekler, tüketiciler, ortaklar, destekçiler ve yatırımcılar da dahil olmak üzere tüm paydaşları dahil eden ve onlara ilham veren gerçek bir bağlılık gösteren şirketlerin, piyasanın üzerinde performans gösterdiğine işaret ediyor.

Çalışan memnuniyetini sağlamak her zamankinden zor. Ancak toplumsal, çevresel veya iktisadi bir hedefle bağ kuran şirketlerin, yetenekleri bünyesine çekmesi ve orada tutması artık daha kolay. Tüketiciler güvenebildikleri markaları seçiyor, bu güvenin önemli unsurlarından biri de işletmenin topluma olumlu etkisinin olacağına duydukları inanç.

Şirketler ve aynı değerleri taşıyan diğer destek grupları arasındaki ortaklıklar hem daha güçlü hem de iki taraf için de faydalı oluyor. Sürdürülebilir kalkınmaya bağlı şirketler destekçileriyle daha yapıcı bir diyalog kuruyor, içinde bulundukları sektörü daha iyi şekillendiriyor. Son olarak yatırımcılar da sürdürülebilir kalkınmaya odaklanmanın avantajlarını, bunun kârlılığa ve risklere etkisini giderek daha iyi anlamaya başlıyor.

“Amaç (purpose), net ifade edilmiş bir dizi temel inanç aracılığıyla bir işletmenin kim olduğuyla ve kâr elde etmek dışında var olma nedeniyle ilgili önemli soruları yanıtlıyor.”

Punit Renjen, Deloitte Global CEO’su

Amaç için en büyük mecburiyet, yöneticilerin böyle bir ihtiyaç olduğunu fark etmeleri. Peki, neden daha fazla işletme kendi amacını gerçeğe dönüştürmüyor?

Sürdürülebilir kalkınmaya bağlılıkla ticari başarı arasındaki bağı anlamak dijital çağda daha da önem taşıyor.

İşletme faaliyetleri artık daha şeffaf ve ölçülebilir. İşletme, davranışlarının olumlu ya da olumsuz etkileri artık daha kolay takip ediliyor, raporluyor ve şirket değerine etkisini de ölçüyor. Artık toplanan veriler, hem olumlu hem de olumsuz etki atfetmek için gelecek stratejilerini belirlemede kullanılıyor.

Bunların yanı sıra, dijital teknoloji işletmelerin paydaşlarını denkleme dahil etme biçimlerini de değiştirmeye devam ediyor. Tüketiciler kararlarını verirken denetim süreçlerini giderek daha fazla dikkate almaya başladı, bu yüzden de çevrimiçi ortamlarda paylaşılan bilgiler her zamankinden önemli. Dijital kampanyalar yeni olasılıklar ve riskler taşıyor. Fikirlerin zaman harcamaya gerek kalmadan, maliyetsiz biçimde demokratikleşmesi ve yaygınlaşması, dünyaya katkıda bulunma biçimlerini nasıl yansıttıklarına dair işletmeleri düşünmeye zorluyor.

Ayrıca günümüzde tüm işletmeler, teknolojiyle gelen, sabit model ve stratejilerini bozan değişimlerle karşı karşıya. Sonuç olarak; işletmelerin, kimliklerini daha dayanıklı olacakları şekilde yeniden tanımlamaları gerekiyor. Planları ya da stratejileri kısa vadede değişse dahi dünyayla iyi ilişkiler kurmak, kimliklerini korumalarına yardımcı olabilir.

İşletmeler uzun vadeli başarı ve etki için 2030 Amaçları’na başvurabilir

Uzun vadeli başarı ve geniş olumlu etkinin arasındaki bağ kuvvetlenirken, işletmelerin yürüttükleri işle dünyaya yaptıkları katkı arasındaki bağı netleştirmeleri gerekiyor.

Dünyaya sağlanacak katkı iş modelinin bir yan ürünü değil, şirket stratejisini, kültürünü ve paydaşların dahiliyetini şekillendiren itici bir güç olmalı.

Bu katkı işletmenin kendini görme biçimine dair kutsal bir unsuru yansıtmalı, bu işletmenin neden var olma nedeni amacın özünde yer almalı.

Bu amacı strateji ve işletme modelinden kültür, değerler, marka ve paydaşların dahiliyetine kadar farklı aşamalara yerleştiren şirketler, insanlığın karşı karşıya olduğu iktisadi, toplumsal ve çevresel sorunlara çözüm bulabilir, uzun vadeli ticari başarıyı sağlayabilir.

İşletmeler, sürdürülebilir kalkınma ve ticari başarı arasındaki bağdan her anlamıyla faydalanmak için Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na bağlanabilecek net bir amaç belirleyerek onu kuruluşun faaliyetlerini ve kültürünü şekillendirmek için kullanmalı.

Kaynak: Deloitte, 2030 Purpose: Good business and a better future

Previous
Previous

SOSYAL GİRİŞİMCİLERE İŞ ZEKASI LAZIM

Next
Next

İŞLETMELER SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ NEDEN BENİMSEMELİ?